top of page

Dünya Vatandaşlığı

Güncelleme tarihi: 20 Mar 2021

Ezber bozmaya devam.


Din, dil, ırk, millet benzeri tüm ayrımcılıkları bir yana bırakıp, önce insan olmayı benimseyemez miyiz? Dünya vatandaşı olabilir miyiz?

Çoğunluğu Müslüman olan bir toplumda Adem ve Havva’dan geldiğimize inanıyoruz.

Diğer semavi dinlerde, Hristiyanların ve Yahudilerin inancı da aynı.

Hiçbir dini inancı olmasa da, yaşayan herkeste bir ilk insan inancı var.

Henüz rastlamadım ama bu dünyada öncesinin veya atasının olmadığına ya da uzaydan geldiğine inanlar da vardır belki.

Peki, Adem ile Havva’nın veya atalarımızın, hangi milletten olduğunu, konuştuğu dili bileniniz var mı? Ya da siyahi veya çekik gözlü olmadığını bileniniz?

Benim atalarımın antik Mısır’lı, eşimin atalarının da Hitit’li olmadığını ve bundan yaklaşık 3300 yıl önde Kadeş’de karşılıklı savaşıp birbirlerini katletmediklerini kim bilebilir? Bundan 3000 yıl sonra hangi milletler, hangi ülkeler ayakta kalacak, ya da bu gidişle dünyada tek bir insan kalacak mı, dünya hala var olacak mı, kim bilebilir?

Özü, kökü, soyu bir insanlarsak, bu ayrımcılık, bu kin niye? Nedir paylaşamadığımız? Vahşet ve şiddet bizde genetik midir?


Tarih tekerrürden ibarettir, geçmişimizi bilelim, aynı hataları yapmayalım, kabul.

Ama hangi tarihçi, diğer insanlardan daha kusursuz ya da daha üstün olduğumuzu üfürdü bize? İnsanlığın binlerce yıllık geçmişinde, tek bir yüzyıl olsun, savaşmadan, barış ve huzur içinde yaşayamadıysak, ilk insandan bu yana ne kadar medenileştik?


Her sabah John Lennon’dan “Imagine” parçasını dinleyerek uyanmıyorum. Yalnızca hayal edebildiklerim, sorgusuz sualsiz kabullendiklerimizden çok ötede.

Her gün çoğalıyoruz.

Dünyaya sığamaz olduk.

Doğal kaynaklarla beraber diğer tüm canlıları hızla tüketiyoruz.

Dünya yaşanmaz bir hale geldiğinde mi gelecek aklımız başımıza?

Çok geç olmadan aklımız başımıza gelecek mi?

Gerçekten…önce insan olabilecek miyiz?

Bırakın dünyayı, sınırları belirli bir coğrafyada bile birlik sağlamakta güçlük çekiyoruz.

Her gün Türk, Kürt, Müslim, Gayrimüslim, Sünni, Alevi, laik, şeriatçı, sağcı, solcu…bölüyorlar bizi. Biz birbirimizi yerken, birileri ceplerini dolduruyor. Takım tutar gibi parti tutanlarımız var. Karşı görüşlere, bizden saymadıklarımıza tahammülümüz yok. Siyasetçilerimizin, bizi yöneten, bizim adımıza karar veren, bizim seçtiğimiz insanların bile nasıl anlaşabildikleri ortada.

Ya da bırakmayın dünyayı.

Benim başka bir ülkedeki sevdiklerimi ziyaret edebilmek için neden vizeye ihtiyacım var? Bütün Almanlar örneğin, benden daha zeki ya da benden daha mı değerli ki ben Almanya’ya gidebilmek için önce izin almalıyım? Afganistan’dan bir dostum olsa, dilediğinde beni görmeye gelmesinin sakıncası nedir? Yahudi bir İsrail’li desek, hanginiz önyargılardan uzak kalabilirsiniz? Hepsi de lanetlenecek kadar kötü müdür?

Şöyle sorayım. Uç noktada abartılı bir örnek olsun. Bir şekilde, evinizde başka biriyle yaşamaya mecbur kaldınız ve size sunulan yalnızca iki seçenek var diyelim. Ya o, ya bu. Seçmeye mecbursunuz varsayalım. Seçeceğiniz kişi de sizinle süresiz yaşamaya mecbur kalacak. Angola’lı bir Hristiyan olduğunu söyleyen, dilini bilmediğiniz ama aydın ve saygın görünümlü, bir şekilde anlaşabileceğinize inandığınız siyah tenli birini mi tercih edersiniz, yoksa Türk ve Müslüman olduğunu söyleyen (Müslüman olduğunu iddia eden diyelim, zira gerçek bir Müslümanın en güvenilir insanlardan olması lazım), dili aynı, teni aynı fakat cahil ve saygısız olduğunu bildiğiniz, kesinlikle anlaşamayacağınız birini mi?


Saygısız dedim sadece. İnsana yakışmayan ne varsa yapabilen, ne bileyim, mesela çocuklara tecavüz edebilen, hayvanlara eziyet edebilen, insanları eften püften sebeplerle kolayca öldürebilen yaşam formlarından bahsetmedim ki bunlar da, kimliğine bakmadan her coğrafyada mevcut maalesef.

İnsanın değeri, milliyetinde, inancında, ırkında, tuttuğu takımda, savunduğu partide, cinsiyetinde, yaşında değildir.


İnsanın değeri, tüm canlılara saygısında, sevgisinde, bilgisinde, geleceğine sahip çıkmasındadır.

Tüm dünya bizim evimiz.

Evimizi paylaştıklarımızdan memnun musunuz?

Dört duvar arasında herkesten izole yaşadığınıza inandığınız için mi kayıtsızsınız dibinizde olup biten çirkinliklere?

Buraya kadar sabırla okuyabildeyseniz ve “havanda su dövüyorsun, düzen belli,

neyi değiştirebildik, neyi değiştirebiliriz?” diye soruyorsanız, oralara da geleceğim.


Yavaş yavaş...

 
 
 

Yorumlar


Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

bottom of page