Leyla Bilginel
- Bora Erkal
- 12 Mar 2021
- 2 dakikada okunur
Leyla Bilginel. Tanımam kendisini. Tanımazdım. Eşim bahsedince ilgimi çekti. Internet üzerinden bulabildiklerimi özetliyorum:
1977 Ankara doğumlu. Ankara Hacettepe Üniversitesi İşletme bölümü mezunu. Üniversitedeyken devlet tiyatrolarında oyunculuk eğitimi de almış. Haber spikeri olarak iş yaşamına başlamış. Ardından önce reklam filmleri, katalog çekimleri derken sonrasında oyunculuğa başlamış. Çeşitli dizi, film, tiyatro oyunlarında görev almış. TV programlarındaki kimi yarışmalara katılmış.
Babasının annesini terk etmiş olmasıyla başlayan bir aile macerası var. Çocuk sahibi olup boşanan bir kız kardeşi var. Sonra vefat eden bir erkek kardeş. 24 yaşındaki kardeşini bir sabah ölü buluyorlar ve 4 ay süren otopsi sonucu ölüm nedeni anlaşılmıyor. Bu olay onun hayata karşı tavrının başlangıç noktası. Ertesi sabah hala yaşıyor olmama ihtimalim var ise, hayatı ertelememin bir anlamı olamaz diyor.
Sonrasında daha radikal bir karar vermiş. Belli ki güvenememiş erkeklere ama anne olmaktan da vazgeçmemiş. Üstelik babasız büyümenin ne olduğunu bile bile vermiş bu kararı. 2007 yılında New York'ta bir sperm bankasından aldığı spermle hamile kalarak, bu şekilde bebek dünyaya getiren ilk Türk olmuş.
Mutluluğa, iyiliğe, güzelliklere yürekten inanıyor. Birilerine örnek teşkil etmek istemediğini, bunun başa çıkılması zor bir durum olduğunu ve hala ileride kendisini ve oğlunu el üstünde tutacak bir erkekle karşılaşacağına inandığını da söylüyor.
Yine de topa tutuyorlar.
Evliyken bir başka kadını hamile bırakanlara, evli bir adamı konserlerinde sahneye çıkarıp eşinin ve çocuklarının izleyeceğini bile bile kameralar önünde öpücüğe ve iltifatlara boğanlara, yıllar sonra çocuğu olduğunu öğrenen bir sanatçının oğlunu reddetmesine sessiz kalan ahlak bekçilerimiz yerden yere vuruyor bu kadını. Çocuğunun fotoğrafını satılığa çıkarttığını, yılda 1 milyon dolarla bile yetinemediğini iddia edenler de var.
Ailesini rahat bıraksınlar diye Kömürcü olan soyadını mahkeme yoluyla Bilginel olarak değiştiriyor.
Ve nihayetinde 2014 yılında oğlunu da yanına alarak Tayland'ın adalarından Phuket'e yerleşerek kendine ve oğluna yeni bir hayat kuruyor.
Beğenirsiniz, beğenmesiniz, takip edersiniz, etmezsiniz. Hiç görmediğim ve kuvvetle muhtemel hiç göremeyeceğim yerlere gitmiş. Dünyanın cennet köşelerinden paylaştığı resimler ve videolar insanın içini ısıtıyor. Paylaştıkça da kazanıyor haliyle, yani sırf biz ısınalım diye paylaşmıyor elbet, yeni dünyanın işi bu olmuş.
Yazmamın sebebine gelirsek…
Her gün kavga dövüş içerisinde yaşıyoruz, sebebini bilen yok.
Herkes ekmeğinin derdinde ama dert büyük, paranın kölesi olmuş, çakılıp kalmışız istemediğimiz hayatlara.
Boş işlerle tüketiyoruz ömrümüzü, yazık ki farkında değiliz.
Değişim şart ama önce ezber bozmak lazım.
Bana göre, doğru bildiklerimizi yeniden sorgulamamıza örnek, ezber bozanlardan biridir kendisi…



Yorumlar