Milletin Tanımı ve Milli Bağlar

Bir devletin kurulabilmesi için gereken ilk unsur millet/ulustur.

Diğer unsurlar ülke ve egemenliktir. Milletin belirli bir toprak parçasında bir egemenlik oluşturması gerekmektedir. Yani ülke yoksa, egemenlik yoksa, tek başına bir millet, devleti oluşturamaz.

Diğer yandan milleti oluşturan toplumu meydana getiren insanların bir niteliğe sahip olması, yani aralarında birtakım bağların bulunması, bireylerin birbirine bağlı olması gerekmektedir. Aksi taktirde niteliksiz insan toplulukları bir devlet kuramaz, sadece bir “insan sürüsü” olarak kalırlar. Milleti oluşturan bağlar zamanla gevşerse de, insan topluluğu millet olma özelliğini kaybeder, zamanla kurulan devlet parçalanır ya da yıkılır.

İşte bu yüzden, her devlet için, bu bağları tanımlayabilmek ve koruyabilmek, milletin varlığını sürdürebilmek, hayati önemdedir.

Peki insan topluluklarını millet haline getiren bu bağlar, faktörler nelerdir, milletin tanımı nasıl yapılır?

Tanımlamada farklı usuller vardır, sosyal yönden, ekonomik yönden, hukuki yönden… bir çok yol izlenebilir ancak genel sınıflandırma, bu bağların, nesnel mi yoksa öznel mi olduğudur.

Nesnel, yani elle tutulur, gözle görülür bağlardan bazıları:

- Din birliği

- Irk birliği

- Soy birliği

- Dil birliği

Öznel bağlardan bazıları:

- Duygu birliği

- Ülkü birliği

- Kader birliği

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bugüne kadar yapmış olduğu tanımlar, hem nesnel hem özneldir. Bugüne kadar iktidara gelmiş yönetimlerin yapmış olduğu hatalar da maalesef bağlarımızın zayıflamasına sebep olmuştur.

Tam bağımsız Türkiye vurgusunu tekrarlamamın sebebi budur. Sahne arkasında oynanan bir oyun var. Göremediğimiz, idrak edemediğimiz ama yıllar önce uygulamaya konulmuş projeler var. Bizi sürü haline getirmek, kolayca güdebilmek, ticari bir açık pazara dönüştürmek, etimizden sütümüzden faydalanmak, kanımızı eminceye dek sömürmek isteyenler var.

Uyumaya devam edersek uyanmak için çok geç kalacağız…